Esat Durak”Tarsus Festivali
Haftasonu Tarsus’taydım.
Zaman zaman ziyaret ederim.
Bu defaki gerekçem festival olunca, alıcı bir gözle baktım bu kadim kente..
Böylesine bir zenginliğin , yıllarca fakir zihinlerin esaretinde kalışına hayıfandım üzüldüm .
Gürül gürül akacak bir suya, nasıl bir bent kurulduğuna şahit oldum.
Antik çağdan başlayan görkemli bir tarihsel yolculuğun geldiği noktaya baktığımda bedbaht ve talihsiz bir Tarsus gördüm .
Bin yıllardır üzerinde yaşayan medeniyetlerin hem ticaret hem de bilim ve kültür merkezi olmuş Tarsus aslında torununun torunu sayılabilecek Mersin ve Adana’nın arasına sıkışmış bir ilçe. Kimliği belli ama gidişatı meçhul.
Gelecekle ilgili kaygıları var .
Çünkü yakın tarihe bakıldığında bu kadim kentin kendisiyle barışık olmadığı anlaşılıyor.
Uzunca bir dönemdir ne ticaret, ne turizm , ne kültür , ne de bilim konulmuş masasına.
Sadece seçim sandığına kilitlenmis bu değerli hazine.
Ve yine, sadece, siyasi aktörleri konuşulan bir kent haline gelmiş..
Halbuki dünya tarihinin en meşhur kadını geçmiş bu topraklardan ve medeniyetin kapısı olmuş.
Akıllara durgunluk veren bir efsanenin ashablari bu topraklarda uyanmış.
Hristiyanlığın “habercisi” ve havarisi bu topraklarda doğmuş.
Kente bolluk ve bereket getiren bir peygamber bu topraklarda sonsuzluğa uğurlanmış.
Emin olun bu sözünü ettiklerim bir başka ülkenin bir başka şehrinde olsaydı, Tarsus dünyanın en ilgi çekici lokasyonlarindan biri olurdu .
Kaldığı yerden devam ederdi hayatına .
Ve bir rivayete göre ismini aldığı Pegasus gibi kanatlanıp uçardı.
Başa dönelim ..
Neden Tarsus’ta bulunduğuma..
Sözünü ettiğim bu karamsar tabloyu değistimek için aslında haftasonu önemli bir adım atıldı Tarsus’ta..
3 gün süren bir Uluslararası Festival yapıldı.
İlk gününde şehit acısı vardı.
Sessizlik ve saygı ihmal edilmedi. Sonrasındaki iki gün Tarsuslular buram buram tarih kokan sokaklarında, kendi kültürlerine, medeniyetlerine yeniden sarıldı.
Yerli ve yabancı misafirleri ağırladı.
Söyleşiler dinledi.
Alışveriş yaptı.
Konserler izledi
Gönüllerince eğlendi.
Anlayacağınız Tarsuslular kentlerini ve kendilerini yeniden keşfetti.
Belkide uzun süredir ilk kez Tarsus, siyaseti ile değil de hamurunda varolan kültür ve medeniyeti ile konuşuldu.
Ve bunu bu kentin bağrından kopan bir siyasetçinin yapması da önemliydi .
Ve bir mesaj içeriyordu
Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’in Tarsus’un gerçek kimliğini anlatan bir festivalle hemşehrilerinin karşısına çıkması, aslında 10 bin yıllık bir kentin fabrika ayarlarına geri dönme projesiydi.
Bu festival, medeniyetle dünyadaki bir çok kentten önce tanışmış Tarsus’un silkelenmesi ve kendini bulması için atılmış bir adımdı .
Bin yıllar önce alim ve ulemalarla dolu olan sokaklarına duyulan özlemdi.
Zenginliğin yatağındaki derin uykusuna atılan bir cimcikti.
Ve bu içine kapanıklılığın sorumlularına haklı bir isyandı.
Haaa bir çoğunuz bu festivale fazlaca misyon yüklediğimi düşünebilirsiniz
Hatta festival için iki üç konser , bir kaç söyleşi , annelere takı toka, çocuklara oyuncak, babalara homini gırtlaktan ibaretti de diyebilirsiniz..
Bence kafanızı biraz cevirirseniz emin olun ne olduğunu göreceksiniz .
Çünkü benim gördüğüm festivalden öte bir şeydi .